Sözlükte “güç, sağ el” şeklinde anlamlara gelen yemin, dinî bir kavram olarak bir kimsenin Allah’ın adını yada bir sıfatını zikrederek sözünü kuvvetlendirmesi anlamına gelir. Mesela “Vallahi (Allah’a vallahi billahi ki) şu işi yapmam”, “Billahi (Allah’a vallahi billahi ki) şu yere gitmeyeceğim” şeklindeki beyanlar böyledir.
Yemin etmek aslına bakarsak mubah bir davranış olmakla beraber, gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık hâline getirmek doğru değildir.
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına yada yapmayacağına yemin eden şahıs, bu yeminini yerine getirmelidir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 470-471).
Kur’an-ı Kerim’de, verilen sözün yerine getirilmesi ile ilgili “Yeminlerinizi koruyunuz (yerine getiriniz)” (Mâide, 5/89),“Allah adına yaptığınız ahitleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonrasında yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Nahl, 16/91) buyurulur. Bu itibarla bir müslümanın yemin etmemesi, yemin etmişse bu, verdiği söze Allah’ı tanık tutmak demek olduğundan ne olursa olsun yeminine bağlı kalması gerekir.
Kaynak: Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı
Zaman, mekân ve niteliklerle kayıtlanmış (mukayyet) adaklarda bu kayıtlar bağlayıcı mıdır? 2021
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.